Subscribe Now
Trending News
07 Ara 2024

Blog Post

Bu Finaller Unutulmaz!
Eğlence

Bu Finaller Unutulmaz! 

Tüm sezon zafer için çalışan takımların hasat zamanı geldi. Birçok ulusal ligde şampiyon ya belli oldu ya da olmak üzere. Ancak bir takımın “Ben en iyisiyim” demek için yapması gereken şey yıllardır aynı: Şampiyonlar Ligi kupasını müzesine götürmek. Avrupa’da futbolun patronunu belirleyecek karşılaşma bu sene 3 Haziran’da Cardiff’te oynanacak.

Heyecanlı bekleyiş sürerken, Şampiyonlar Ligi’ni Şampiyonlar Ligi yapan unutulmaz finallere doğru bir yolculuğa çıkalım.

1994 Finali: Milan – Barcelona

Kupa tabiri caizse göstere göstere Milan’a gitti. İlk yarı Massaro’nun iki golü, ikinci yarı Savicevic ve Desailly’nin golleriyle, Milan Barcelona’yı 4-0’lık bir skorla ezip geçmişti.

1999 Finali: Manchester United – Bayern Münih

Şampiyonlar Ligi finallerinin geleneğidir, eğer bir taraf daha maçın başında golü buluyorsa, o final büyük sürprizlere gebe demektir. Öyle de oldu. Taktik ustası Ferguson önce 67’nci dakikada Teddy Sheringham’ı, ardından 81’inci dakikada Ole Gunnar Solskjaer’i oyuna aldı. Almanlar ikinci golü atamıyor ama arka arkaya pozisyona giriyordu. Bu kadar baskının ardından Almanya’da evlerde kutlamalar başlamıştı bile. Maçın normal süresi bitmeye yakın, meşhur hakem Pierluigi Collina üç dakika uzatma verdi. O sırada Manchester bir korner kullanıyordu. Artık son dakikalar diye kaleci Peter Schmeichel da ileri çıkarak kornerde kafayı vurmuş, top savunmadan sekmiş ve ardından ceza sahası dışındaki Giggs’in ayaklarına gelmişti. Giggs’in kaleye sert vuruşuna ise Sheringham dokunmuş ve 90+1’de golü atmıştı. 90+3. Bu sefer Beckham’ın kullandığı korner Sheringham’ın kafasından sekip, Solskjaer’in önüne düştü ve ardından gol oldu. Üç dakika önce galibiyeti kutlayan Almanlar büyük bir şok yaşarken, Ferguson’un yaptığı değişiklikler kırmızı şeytanlara kupayı getirmişti.

2005 Finali: Liverpool – Milan

25 Mayıs günü tüm İstanbul finale uyanmıştı. En son 21 yıl önce bu kupayı kazanan Liverpool’u desteklemek üzere İstanbul’a gelen İngiliz taraftarlar, sabahın erken saatlerinde içmeye başlamışlardı ve renkli görüntüler sergiliyorlardı. Daha ilk dakikada kaptan Maldini ile öne geçen Milan, 39 ve 45’inci dakikalarda da Crespo ile golleri bulunca, ilk yarı Milan’ın 3-0’lık üstünlüğüyle bitti. Ancak ne olduysa ikinci yarıda oldu. Sadece altı dakikada Gerrard, Smicer ve Alonso’nun ayaklarından üç gol bulan Liverpool, futbol tarihinin en inanılmaz geri dönüşlerinden birine imzasını attı. İngilizler coşmuştu bir kere. Penaltılarda durum 3-2 Liverpool lehineyken, 2003 finalinde yine penaltılara kalan maçta Milan’ın kupayı kazanmasını sağlayan Shevchenko, bu sefer penaltıyı kaçırdı. Ya da Liverpool kalesinde devleşen Jerzy Dudek kurtardı diyelim. Sonuç, Milan için tarihin en dramatik kaybı, Liverpool içinse en sürpriz kupası olarak kayıtlara geçti.

1985 Finali: Juventus – Liverpool

İki takım Brüksel’deki Heysel Stadyumu’nda karşı karşıya geldi. İngiliz taraftarlar malum, o yıllarda holiganlığın zirvesindeydi. Maç öncesi Brüksel sokaklarında kavga çıkardılar. Ateşli İtalyanlar da kışkırtmak için ellerinden geleni ardına koymadı. Tribündeyse iki takım taraftarını birbirinden ayıran bir güvenlik bariyeri yoktu. Zavallı Belçikalılar o tarihe kadar böyle bir şeye ihtiyaç duymamışlardı demek ki. Tabii İngilizler, İtalyan taraftarların olduğu tarafa saldırdı. İtalyanlar kaçmaya çalışırken kaçış noktasındaki duvar yüzünden izdiham çıktı. Sonuç büyük bir felaketti! 38 İtalyan ve bir Belçikalı taraftar hayatını kaybetti. Böylesine bir faciaya rağmen final maçı boş tribünler önünde oynandı. Juventus, Michel Platini’nin penaltıdan attığı golle 1-0 kazanarak kupayı aldı.

2014 Finali: Real Madrid – Atletico Madrid

36’ncı dakikada Casillas’ın hatası sonucu Godin’in kafasından golü bulan Atletico, daha sonra muhteşem bir savunma sergiledi ve baskı kuran Real Madrid’i her hücumda uzaklaştırmayı başardı. Ta ki daha sonra tişörtleri bile çıkacak olan 92’nci dakikaya kadar, yani Real Madridliler için “92:48”. Hakem normal sürenin sonuna uzatmaları eklemişti ki, baskıyı iyice artıran Real Madrid, Modric ile hücumun sağ kanadından korneri kullandı. Topa çok iyi yükselen Ramos, kaleci Courtois’in uzanamayacağı yere vuruşunu yaptı ve 92’nci dakikada maça 1-1’lik eşitliği getirdi. Beraberlik golünden sonra oyundan düşen Atletico rakibinin 110, 118 ve 120’nci dakikalarda sırasıyla Bale, Marcelo ve Ronaldo’dan gelen gollerine engel olamayınca, sahadan dramatik bir şekilde 4-1 mağlup ayrıldı.

2002 Finali: Real Madrid – Bayer Leverkusen

İskoçya’daki Hampden Park Stadı’nda oynanan maç, henüz 8’inci dakikada Raul’un golüyle başladı. 13’üncü dakikada ise Leverkusen, Lucio’nun golüyle durumu eşitledi. Hatırlarsınız, milenyum yılında seçilen Real Madrid başkanı Perez gelir gelmez Galacticos projesini başlatmış ve birçok yıldız ismi takıma kazandırmıştı. Bunların başında da, o dönemde fırtına gibi esen Zidane geliyordu. Zidane efsanesini tartışmasız bir biçimde perçinleyen pozisyon, 2002 finalinde Real Madrid’i Avrupa Şampiyonluğu’na taşıyan muhteşem golüydü. Zidane, Roberto Carlos’un ceza sahasına havalandırdığı topu, hem de dengesiz yakalandığı bir anda, dönerek attığı voleyle Hans-Jörg Butt’un ellerinin üzerinden ağlarla buluşturdu. kaza bu golü görmemiş olan ya da hatırlamayan varsa, işi gücü bırakıp internetten izlesin.

Related posts

Bir yanıt yazın